Flokser Kimya, doğayı ve sürdürülebilirliği önemsediği yenilikçi yaklaşımıyla AR-GE merkezinde biyo bazlı poliüretan sistemler geliştiriyor. İnsan sağlığını ve doğayı korumayı amaçlayan bu sistemler çevresel duyarlılığa dikkat çekerek, sektörde farkındalık yaratıyor.
Türkiye’nin önde gelen poliüretan sistem evi olan Flokser Kimya, inovasyonu ön planda tutarak; hayatı kolaylaştıran, insana ve doğaya duyarlı ürünler sunuyor. AR-GE merkezinde biyo içerikli poliüretan sistemler geliştiriyor ve karbon ayak izini iyileştirerek çevre kirliliğinin azaltılmasında önemli bir rol oynuyor. Dünyanın sınırlı fosil bazlı kaynaklarına olan bağımlılığı azaltarak, yenilenebilir hammadde kaynaklarını ürünlerine taşıyor.
Doğaya ve insan sağlığına duyarlı suni deri poliüretan sistemler
İnsan sağlığını ve doğayı koruyan suni deri malzeme üretiminin yapımında kullanılan biyo bazlı poliüretan sistemler; bugün ziraattan inşaata, taşıma sektöründen savunma sanayine ve sağlık sektörüne kadar geniş bir alanda talep görüyor. Flokser Kimya tarafından geliştirilen, DMF içermeyen, biyo bazlı poliüretan sistemler ile elde edilen teknik kaplama malzemeleri ve suni deriler; özellikle insan derisine temas eden giyimlik, döşemelik, ayakkabılık, çantalık gibi uygulamalarda insan sağlığına ve doğaya gösterdiği özenle dikkat çekiyor.
Biyo Bazlı Ayakkabılık Poliüretan Sistemler
Dünya çapındaki ayakkabı üretiminin 2018 yılında 23,5 milyar çifte ulaştığı biliniyor. Küresel ayakkabı endüstrisi, artan tüketici ihtiyacını karşılamak için çevre üzerinde olumsuz etkiye sahip olmayan yüksek performanslı ürünler geliştirmek için yeni malzemelere ve teknolojilere ihtiyaç duyuyor. Son yıllarda da petrol türevi kaynaklardan elde edilen endüstriyel polimerlerin kullanımının riskli oluşu biyopolimerlerin önemini artırıyor.
Flokser Kimya’nın geliştirdiği biyo bazlı ayakkabılık poliüretan sistemler; çevreye uyumlu içeriği ile sera gazı emisyonlarını düşürerek küresel ısınmanın engellenmesine ve sınırlı petrol rezervlerinin korunmasına katkı sağlıyor. Ayrıca ayakkabı atıklarından oluşan karbon ayak izinin azaltılmasıyla çevresel kirliliğin azalmasına katkı sunuyor.